{ "title": "Aspirinin Zararları", "image": "https://www.zararlar.com/images/aspirinin-zararlari.gif", "date": "21.01.2024 15:01:51", "author": "İncegül Berrin Ekmen", "article": [ { "article": "
Aspirinin Zararları, Aspirin, analjezik, antipiretik ve antiromatizmal etkisi için kullanılan bir ilaç çeşididir. Aspirin ya da asetilsalisilik asit kısaca ASA genellikle küçük ağrı ve sızılar için kullanılan ateş düşürücü ve ağrı kesici bir ilaçtır. Aspirin 1853'te Fransız kimyacısı Gerhardt tarafından asetilklorürün sodyum salisilat üzerine etkimesiyle elde etmiştir.1899'da Elberfeld'de Bayer laboratuvarlarında kimyager Felix Hoffmann tarafından saf ve bozulmaz aspirin üretimi yapıldı.

Zayıf toksisitesi, geniş etkinliği ve antienflamatuvar etkisi sayesinde aspirin ve özellikle romatizmal kaynaklı ağrılara, ateşe karşı değerli bir ilaç haline gelmiştir. Buna sebep aspirin, asitliği yüzünden mide mukozasını önemli ölçüde tahriş eder ve uzun süre kullanılırsa tehlikeli olur. Bu nedenle, dayanılabilir şekilde alınmasını sağlamak üzere 0,50 gram dozlu tabletleri de üretilmiştir. Tabletlerin kaplanması, onların mideden bozulmadan geçmesini ve bağırsakta çözünmesini sağlar. Bir başka yöntem de çok küçük taneciklerin yavaş yavaş serbest hale geçirilmesiyle uzun süreli etki gerçekleştirilir. Aspirini askorbik asitle birleştirmesi onun zararlı yanını törpüler. Sodyum bikarbonat eklemekle köpürerek çözünen aspirinler yapılır. İğneyle yapılan aspirinlere gelince, örneğin lizin ile birleştirilip şırıngayla enjekte edilirse etkisinin hızı ve şiddeti artar. Aspirin alınması antikoagülanların etkisini artırır, bu nedenle birlikte kullanılması zararlı ve tehlikelidir. Bu durumlarda antikoagülan yerine düşük dozda aspirin verilmesi bile önerilebilir. Aspirin, alkali tuzları, amidopirin, kinin tuzlar gibi birtakım ilaçlarla bağdaşmaz.

Aspirinin kalp krizine karşı koruma sağlaması, kan seyreltici etkisi vardır. Uzun dönem az doz kullanılır, aşırı dozda kullanımı yüzünden her yıl yüzlerce kişi ölümcül etkilere maruz kalsa da genel olarak aspirinin faydalı bir ilaç olduğu kabul edilmiştir. Salisalatlara ve diğer non- steroidal antienflamatuvar ilaçlara karşı aşırı duyarlılığı olan kişiler de kanama eğiliminin hızı ve şiddeti arttığı patolojik durumlarda, hamileliğin son üç ayında, glukoz-6- fosfat dehidrogenaz eksikliğinde, gastrointestinal kanalda da kronik ve aktif ülseri olanlarda kullanılması sakıncalıdır. Kedilerde de görülen bu UDP-Glukroniltransferaz enzimi bulunmadığından bu hayvanlarda Asetil salisilik asit kullanılması önerilmemektedir.

Ölümle sonuçlanabilecek durumlara, toksik reaksiyonlara neden olabilir. Asetilsalisilik asidin en sık görülen yan etkisi sindirim sistemi üzerinedir. Doza bağlı olarak gastrointestinal hemora, tinnitus, vertigo, geçici işitme kaybı, ülserasyon, kanama zamanının uzamasıyla ve nadiren görülen lökopeni, trombositopeni, plazma demir konsantrasyonunda düşme görülebilmektedir. Ayrıca nadir olgular da aşırı duyarlılık reaksiyonları olarak kaşıntı, astam, ürtiker, anjiyonörotik ödem anafilaksi görülebilir. Karaciğer işlev bozukluğu olanlarda, ayrıca cerrahi operasyon geçirecek kişilerde dikkatli kullanılması gerekmektedir. Gebelerde kullanım güvenliği kanıtlanmadığından önerilmez. Süt veren lohusa annelerde kullanılmamalıdır.

Aspirinin hakkında bilmemiz gereken 13 zararlı yan etki
Ülkemizde kullanımı oldukça fazla olan aspirini kullanmadan önce yan etkilerini ve zararlarını mutlaka bilmemiz gerekmektedir.
" } ] }