{ "title": "Civanın Zararları", "image": "https://www.zararlar.com/images/civanin-zararlari.gif", "date": "20.01.2024 07:20:03", "author": "Emre Ekmen", "article": [ { "article": "
Civanın Zararları, Doğada bulunan bileşenlerden birisi de amalgam bileşenidir. Bu bileşenin içerisinde yüzde yetmiş dört oranında cıva bulunmaktadır. Civanın içerisinde radyoaktif özellikler bulunmamaktadır ancak yeryüzünde bulunan maddelerin en zehirlisi konumundadır. Zehirli bir madde olan kurşun, kadmiyum ve arsenik gibi maddeler bile civanın zehrinin yanında çok masum halde görülmektedir. Sıvı ve buhar hale çok çabuk geçebilen cıva bu hallerde de oldukça görülür. Bu halleri de düşünüldüğünde civanın tehlike boyutu daha da artmakta ve insan sağlığını olumsuz etkilemektedir. Bunun yanı sıra vücuttan da en zor temizlenen maddelerden birisidir.

İnsan vücuduna girdiği andan itibaren hasarlar bırakmaya başlamaktadır. Beyin ve beyin hücrelerinde bulunan ve beyine zehirli maddelerin geçişini önleyici bir bariyer bulunmaktadır. Bu bariyer beyine zehirli madde geçişini durdurmaktadır ancak civanın bu bariyeri çok rahat bir şekilde aştığı ve beyin ile beyin hücrelerine yayıldığı ortaya konmuştur. Civanın beyinde bıraktığı hasarlar arasında Alzheimer, Epilepsi, Parkinson ve kronik olarak yorgunluk sendromları rahatsızlıkları görülebilmektedir. Cıva merkezi sinir sistemini ve beyin fonksiyonlarına ciddi hasarlar vermektedir. Cıva beyine olduğu gibi dokulara da çok rahat bir şekilde ulaşabilmektedir. Ulaştığı dokulara hemen yerleşme özelliği gösterir. Dokulara yerleşen civanın en önemli hasarı hücrelerin içlerinde bulunan çekirdeğin kromozomları görür. Bu özellikleri yüzünden DNA sarmalını ve sarmalı korumakla görevli olan Telomerin yapısını bozabilir. Civanın kromozomlara vermiş olduğu zararlar DNA sarmalında bulunan genetik bilgilerinde bozulmasına sebep olur. Bu duruma örnek vermek gerekirse mürekkeple bir kâğıda yazılan yazının üzerine su dökülmesi verilebilir. Dökülen su mürekkebi akıtır ve yazılan yazılar fazla okunmaz hale gelir. Okunmayan ya da silinen bu yazılarında çoğunda anlam farklılıkları da ortaya çıkmaktadır. İşte civanın DNA üzerinde yaptığı işlemde böyle bir olaya eşdeğer bulunmaktadır.

Hücre çekirdeklerinde kromozomların aldığı hasarlar sonucu vücutta birçok şey değişiklik gösterebilir. Bu değişiklikler bağışıklık sisteminin tersine çalışması, virüslerle ve bakterilerle savaşması gereken antikorların vücuttaki diğer hücre ve organlara saldırmasıdır. Otoimmünite adıyla anılan bu durum ve genetik mutasyon alt türleri de sayılacak şekilde bine yakın hastalığın sebebi konumundadır. Bu kadar fazla hastalığın ise sadece günümüzde birkaçı tedavi edilebilmektedir.

Dünya sağlık örgütünün de açıklama yaptığı bu konu üzerine civanın zararları üzerine insanlar bilinçlendirilmektedir. Gündelik hayatta bu zararlardan korunmak için içerisinde cıva bulunduran cilt kremlerinden uzak durulmalıdır. Çünkü cilde sürülen civalı cilt kremi kan dolaşımı yoluyla karaciğere ulaşmaktadır. Karaciğere ulaşan civanın 80 ile 90 gün bu bölgede durduğu ve buradan atıldıktan sonra safra kesesine gittiği hekimler tarafından doğrulanmıştır. Civanın bir kısmı burada emildikten sonra kalanı böbreklere taşınıyor. Kısaca açıklamak gerekirse vücuda giren cıva kolay kolay vücudu terk etmiyor ve birikim oluşturuyor. Bu birikimlerin sayesinde vücuda yavaş yavaş zehrini bırakıyor. Civanın zararları sadece kullanıcıyı değil ona bağlı olarak diğer canlıları da etkilemektedir. Örnek olarak gebe bir kadını gösterebiliriz. Hamile bir bayanın cıva birikimi bebeğine de zararlar vermektedir ve bebek üzerinde genetik bozukluklara sebep olmaktadır. Cıva genç yaştaki bayanların doğurganlık oranını da olumsuz yönde etkilemektedir. Bağışık sisteminin çökmesine ve hafıza kayıplarına yol açabilmektedir.
" } ] }